3. Gün:
MARDİN
MARDİN
1.GÜN : Sabah Kahvaltısı Otelde - Midyat –Sıla Konağı –Gümüşçüler –Kozmetik Dükkanı- Mardin- Deyrulzafaran Manastırı –Kasımiye Medresesi –Ulu Cami –Eski PTT Binası –Eski Mardin
Sıla Konağı : Taş binaların oluşturduğu, dar ve eski sokaklarında ilerlerken karşımıza görkemli yapısıyla Midyat Konukevi çıkıyor. Midyat'ta mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi. Konukevi, aynı zamanda “Sıla” dizisinin çekildiği konak. Eskiden bir Süryani'ye ait olan konak, sahibi vefat edince devlete bağışlanmış.
Sıla konağı ardından Midyat Gümüşçüleri ve Parfümeri Kozmetik alışveriş yapacak misafirlerimiz için serbest zamanı verdikten sonra mardine doğru geçiyoruz.
Midyattan Mardine geçerken yolculuğumuz 1.5 saat sürmektedir.
Mardine vardığımızda ilk olarak öğle yemeğimizi yiyeceğimiz restoranta geçiyoruz.
Ardından İlk olarak Kasımiye Medresesi’ni ziyaret ediyoruz.
Kasımiye Medresesi : 700 yıllık bir tarihe sahip mükemmel bir mimari yapısıyla, nakış nakış süslenmiş, her köşesi ilim ve irfan kokan Kasımiye medresesi. Orada hem dini ilimler hem fenni ilimler icra edilmiş. Bu iki ilim birbiri ile imtizaç etmiş. Medrese duvarlarında astronomi ve tıp bilimine ait simgeler mevcut. Artukoğulları zamanında yapımına başlanmış, Akkoyunlu hükümdarı Cihangirin oğlu Sultan Kasım tarafından tamamlanmıştır. Rivayetlere göre Kasım Paşa burada katledilmişler. Kasımiye medresesi eyvanı, rivayete göre, Kasım Paşa’nın kız kardeşi, Kasım Paşa öldüğünde kanlı gömleğini ağıtlar eşliğinde bu eyvanın duvarlarına sürülmüş ve hala o duvarlara su döküldüğünde duvarda ki kan izleri belli olmaktaymış, duvarlardaki kan izlerinin bunlara ait olduğu söylenir.
Ardından Eski Mardin sokaklarında yürüyüş yaparak Ulu Camii ve Eski Ptt Binasını görüyoruz.Eski mardinde vereeğimiz serbest zaman sonrası Deyrulzafaran Manastırı’nı ziyaret ediyoruz.
Deyrulzafaran Manastırı :Deyrulzafaran ya da Süryaniler’in tercih ettiği ismiyle Mor Hananyo Manastırı, Mardin’e yaklaşık 5 km uzaklıkta dağlar arasındaki bir vadide bulunmaktadır. İlk yapının 5. yüzyılda inşa edildiği manastırda farklı özellikte ve dönemlerde kullanılmış yapılar bulunmaktadır
Romalılar döneminde kale olarak kullanılmasından sonra bazı Azizler tarafından manastıra dönüşüm başlar. Tarihte Mor Şleymun Manastırı adıyla da anılmış olan Deyrulzafaran’ın 15. yüzyıldan sonra Zafaran yani Safran çiçeklerinden esinlenilerek Deyrulzafaran adıyla anıldığı kabul edilmektedir.
Süryaniler için hala çok özel bir mekân olan Deyrulzafaran Manastırı’nın dini anlamda çok değerli olmasının yanı sıra kültürel açıdan da değerlidir. 1895 yılında vefat eden 4. Petrus, manastır patrikliği görevine ek olarak bölgedeki ilk matbaayı getiren isimlerdendir.
Mardin programı ardından turumuzun sonuna geliyoruz. Rehberimiz ile vedalaşıp Konya ya doğru yola çıkıyoruz.
İlk yorumu siz yapın